Sürdürülebilirlik

Yaptığımız her şeyin merkezinde sürdürülebilirlik var

Biz Toyota olarak kendimizi sadece kapsamlı mobilite çözümleri sunan bir şirketten daha fazlası olarak görüyoruz. Biz dünya vatandaşlarıyız ve gezegene karşı bir sorumluluğumuz var. Her şeyi bulduğumuzdan daha iyi durumda bırakmalıyız.

Toyota’da sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik, iş yapma şeklimizin temelini oluşturuyor. Küresel toplumla iş birliği içinde yürüttüğümüz ticari faaliyetlerle dünyanın sürdürülebilirliğine ve toplumsal gelişimine katkıda bulunuyoruz. Toyota, kamu politikası, toplumsal ihtiyaçlar, teknoloji geliştirme ve tüketici ihtiyaçlarının mümkün olan en büyük ölçüde birbiriyle uyumlu olmasını amaçlıyor. Geleceği daha parlak hale getirmek ve kendimizden başka birileri için bir şeyler yapmak, felsefemizin temel ilkeleri. Bu, ‘hiç kimsenin geride kalmamasını’ sağlamak için Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne ulaşma konusundaki çabalarımızı destekliyor.

Toyota 2050 Çevre Hedefi

Gelecek nesiller için kaynakları korumak ve ekolojik ayak izimizi yönetmek bizim görevimizdir. 1960'lı yıllardan beri çevresel girişimler yürütüyoruz. 1992 yılında Toyota Dünya Çevre Bildirgesi’ni oluşturduk ve 2015 yılında uzun vadeli küresel girişimlerimizi Toyota 2050 Çevre Hedefi olarak belirledik. Bu hedef, CO2 emisyonlarını azaltmayı, araçlarımız ve operasyonlarımız için 2050 yılına kadar küresel olarak karbon nötrlüğüne ulaşmayı taahhüt ediyor. Avrupa'da ise, 2040 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşmayı hedefliyoruz. Taahhüdümüz ayrıca su kullanımını iyileştirmeyi, kullanım ömrü sonu ve geri dönüşüm teknolojilerini teşvik etmeyi ve doğayla uyum içinde bir toplum oluşturmayı içeriyor.

‘İnsan odaklı’ yaklaşımımız

Toyota’nın kuruluşundan bu yana temel değeri, anlamlı yollarla topluma katkıda bulunmak ve işleri kolaylaştırmanın yollarını aramak olmuştur. Bu, şirketin kurucusunun annesinin iş yükünü hafifletmek için otomatik dokuma tezgahı yaratma motivasyonundan gelmektedir. Toyota, bu ‘insan odaklı’ felsefeyi hala uygulamaya devam ediyor. Bunun merkezinde, teknolojinin insanların mutluluğuna ve sağlığına katkıda bulunması gerektiği kavramı yer alıyor. Kaliteli istihdamı teşvik etmeye ve geliştirmeye, kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratmaya ve sürdürülebilir yenilik yoluyla toplumu iyileştirmeye kararlıyız.